Herhangi Bir Şeyin Fiyatı Nasıl Oluşur ?
Herhangi Bir Şeyin Fiyatı Nasıl Oluşur ?
Merhabalar sevgili okuyucu, bu yazımızda herhangi bir şeyin fiyatı üzerinde duracağız.
Önceki yazılarımda temel olarak hisse senetlerinin adını koymaya gayret ettik. Bugün ise fiyatları oluşturan unsurlar ve aşağı ve yukarı yönlü fiyat hareketlerinin nasıl oluştuğu üzerine biraz çene yoralım istedim. hazırsanız başlayalım.
Hepiniz duymuşsunuzdur; ekonomi denilince akla ilk gelen, yada en azından kulaktan dolma da olsa bilinen iki ifade vardır. “her şey arz talep meselesi abi”
İşte bu iki ifadenin ne demek olduğunu ve fiyatları nasıl etkilediğini açıklayalım.
Arz; mal veya hizmetlerin belirli bir piyasada, belirli bir zamanda ve belirli bir fiyattan satışa sunulmasıdır.
Talep ise; piyasalarda, belirli bir mal ve hizmete yönelen, belirli bir satın alma gücüyle desteklenmiş, satın alma isteğidir.
İşte tam olarak herhangi bir şeyin fiyatını aşağı ve yukarı götüren sebep budur.
Herhangi bir enstrüman (hisse, altın, gümüş vb.) veya mal-hizmet üzerinde, onu almak isteyenlerin satın alma isteği ne kadar fazla ise o enstrüman, ürün, mal veya hizmetin fiyatı o denli artacaktır.
Bunun tersi olarak da satın alma isteği ne kadar zayıf ise fiyat alıcıların makul gördüğü bir fiyata kadar düşecektir.
Birazda genel kültür olması açısından temel ekonomik sözlükten bir iki cümle aktarayım;
Fiyatların genel artış hızına enflasyon adı verilir. bunun da arz ve talep enflasyonu olmak üzere iki çeşidi vardır. (diğer alt kırılımlarına girmek istemiyorum, gerekirse sonraki yazılarda üzerinde dururuz.)
Arz (maliyet) kökenli enflasyon: Eğer bir ekonomide arz yönlü sorunlar varsa yani örneğin arzda daralma ya da maliyetlerde artış oluşmuşsa o ekonomide arz yönlü enflasyonist baskıdan söz edilebilir. Arzda daralma, talep düşmediği halde üretim miktarında düşüş olması halidir.
Talep enflasyonu ise; mal ve hizmet arzının, toplam talebin artış hızına ayak uyduramaması hâlinde ortaya çıkar. Bu gibi durumlarla, genellikle ekonominin toparlanma sürecine girdiği ve işsizlik oranlarında azalma yaşandığı dönemlerde karşılaşılır.
Şimdi bu konuyu kafanızda canlanması için bir örnekle açıklayalım;
Bir ayakkabıcıyı düşünelim. dükkanını açmış müşteri bekliyor. tezgahındaki 20 adet ayakkabılara da 100 TL fiyat biçmiş, yani tamamına 2000 TL fiyat belirlemiş. (Sabit Piyasa koşulu mevcuttur bu durumda)
Gün içerisinde bir bakıyor ayakkabı soran sorana, ilk 5 tanesini 100 TL den satıyor, sonra bakıyor hala ayakkabı almak isteyenler var, ben diyor fiyatı 150 ye çekeyim. 5 tane de bu fiyattan satıyor.
Allah Allah bu insanlar kıtlıktan mı çıktı, bu ne istek böyle derken, hazır müşteri varken ben fiyatı 200 yapayım nasılsa alıcı var diyor. ve kalanı bu fiyattan satıyor. (Burada müşterinin talebi Talep Enflasyonu oluşturmuş oluyor.)
İşte kafanızı çevirip etrafınıza baktığınızda görmüş olduğunuz alınıp satılan herşeyin fiyatının yükselişi bu şekilde belirleniyor.
Birde hikayenin tersten okunuşu var elbette. aynı ayakkabıcının elinde ayakkabılar duruyor, toptancıya ödemesi var. ama dükkanda ne gelen var ne giden. kimse 100 liralık ayakkabıya dönüp bakmıyor bile. Ayakkabıcı düşünüyor taşınıyor, işi döndürmek için kârdan birazını gözden çıkarayım diyor ve fiyatı 90 TL ye düşürüyor, bakıyor yine gelen giden yok, kocaman yazılar asıyor dükkan camına “Patron Çıldırdı, Gel Vatandaş Ayakkabı 75 TL“
Sonra müşterilerden biri çıkıyor, yahu el insaf daha 2 ay önce 50 TL den ayakkabı satıyordun. şimdi fiyat iki katı olmuş. sende indirim yaptım diye 75 TL yazıyorsun. sen 60 TL den ver alayım diyor. Dükkan sahibi de iki aydır deri fiyatları ne oldu haberin var mı onun bana gelişi 70 TL, o fiyata kesinlikle veremem diyor. (Bu durum da Arz (yani maliyet) kökenli enflasyon sebebiyle ortaya çıkan fiyat artışı olmaktadır.)
İşte durum bundan ibaret sevgili okuyucu. aklınıza takılan ve bunun anlamı nedir dediğiniz hususları yoruma yazmaktan çekinmeyin, konuyu fazla uzatıp da sıkmayayım sizi.
Bir sonraki yazıya kadar, sağlıcakla kalın.